• 27 Temmuz 2024 Cumartesi
RUSYA'NIN AKDENİZ F 0 Yorum2 BEĞENİ
RUSYA

RUSYA'NIN AKDENİZ FİLOSU

7 Temmuz 2021 Çarşamba          

 Ataalp PINARER

 

   (Habere ilişkin video için resme tıklayınız)

     Rusya Putin’in iktidara gelmesinden sonra adım adım imparatorluk politikalarına döndü. 2008 Ekonomik Krizi ertesinde gerilediğini düşündüğü alanlarda faaliyetlerini artırmaya ve son derece aktif bir dış politika izlemeye başladı. 2008 Gürcistan müdahalesi, 2014 Kırım’ın ilhakı, Doğu Ukrayna’da iç savaş çıkartılması, 2015 Suriye müdahalesinden sonra artık Rusya, Akdeniz’de sürekli bir kuvvet bulundurmaya başlamış durumda.

 

     Rusya son yıllarda deniz kuvvetlerine büyük önem veriyor ve deniz kuvvetlerini yeni gemi inşası ve yeni silahlarla güçlendiriyor. Bu kapsamda, 2020 yılına kadar ilave 54 harp gemisi ile 24 denizaltı inşa edilmesi planlanıyor.

 

      Rusya’nın Akdeniz’e yönelik bu hamlesinde, ABD’nin 2011’de jeostratejik önceliğini Asya-Pasifik bölgesine verme kararı sonrasında bölgede ortaya çıkan güç boşluğundan faydalanma siyaseti önemli bir neden teşkil etmekte.

 

   Tüm bu gelişmeler Rusya’nın yeni kapsamlı bir revizyonist politika benimsediğini ve bu politika doğrultusunda adım adım ilerlediğini göstermekte. Bu revizyonist politika değişimini, Rusya’nın güneye, sıcak denizlere doğru yeni bir hamlesi olarak değerlendirmek için henüz erken olsa da, gelişmelerin dikkatle takip edilmesi önem arz ediyor.

 

 AKDENİZ’İN RUSYA İÇİN ÖNEMİ

 

    Rusya’nın dünya’ya açılan en önemli kapısı olan Türk Boğazları ve Akdeniz, Rusya için hayati önemdedir. 1914 yılında Rus ihracatının %50’si ve tarımsal ithalatının %90’ı Türk Boğazları kanalıyla gerçekleştiriliyordu. Bu ihtiyacın bugün daha da artmış olduğunu söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

 

      Soğuk Savaş döneminde Batı ile Sovyetler Birliği arasındaki stratejik mücadelede, Akdeniz en önemli bölgeyi oluşturuyordu. Aradan geçen bunca yıla ve dünya siyasetindeki pek çok gelişmeye rağmen Akdeniz’in önemi değişmemiş durumda.

 

      Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin 5 nci Filo’su Akdeniz’de görev yapmaktaydı. 30-50 gemiden müteşekkil bu filo, 1967-1992 yıllarında Akdeniz’de Rus menfaatlerinin korunması için görev yapmıştı. Sovyetler’in yıkılmasından sonra bu Filo dağıtıldı ve Rusya’nın Akdeniz’deki deniz gücü varlığı da ortadan kalkmış oldu.

 

 PUTİN YENİDEN İMPARATORLUK KURMAK İÇİN DONANMAYI GÜÇLENDİRİYOR

 

     Son yıllarda Rus Deniz Kuvvetleri hızla güçlendirilirken; Akdeniz, Rus Deniz Kuvvetleri için öncelikli bir bölge haline gelmiş durumda. Akdeniz’e Rus Filosu konuşlanması, Rus dış politikasında yeni bir konseptin yürürlüğe sokulduğunun işaretini vermekte.

 

      Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2013 yılında Rusya’nın Akdeniz’de daimi deniz kuvveti bulundurmaya yönelik planlarından bahsetmişti. Putin Rusya’nın Akdeniz’de menfaatleri bulunduğunu ve ulusal güvenlik için bunun gerekli olduğunu söylemişti.

 

      Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu bu yıl Şubat ayında, Rus işgali altındaki Kırım’a yaptığı bir ziyaret esnasında Akdeniz’in Rusya’nın milli menfaatlerine yönelik tüm tehditlerin merkezi durumunda olduğunu söylemiş ve yeni bir Akdeniz daimi deniz kuvvetinin teşkil edileceğini ilan etmişti.

 

      Yakın zamanda Rusya, 2022 yılına kadar Kirov sınıfı kruvazörleri, Pyotr Velikii ve Amiral Nakhimov gemilerinin, gemilere karşı hipersonik su üstü 3M22 Zircon füzeleri, kara hedeflerine karşı uzun menzilli Kalibr füzeleri ve S-400 sisteminin gemi versiyonu olarak geliştirilmiş hava savunma sistemleri ile donatılacağını duyurdu. Ayrıca geçen ay Kalibr füzeleri ile donatılmış Buryan-M korvetlerinin Akdeniz’e daimi olarak konuşlandırılacağı açıklandı. Denizden ateşlenen Kalibr füzeleri ilk defa 2015 Ekim ayında Suriye’de test edilmişti. 2000 km. menzile ve süpersonik sürate sahip bu füzelere karşı gelişmiş hava savunma sistemleriyle bile tedbir alınması oldukça güç.

 

 RUSYANIN MAKSADI

 

      Rusya Akdeniz’de daimi olarak konuşlandıracağı deniz kuvveti ile ABD ve NATO’nun Suriye’ye müdahalesine engel olmayı hedeflemektedir. Ancak bu dönemsel bir taktik amaçtır. Kapsamlı yeni bir dış politika konseptinin uygulamaya geçirildiği ortaya çıkmaya başlamıştır. 1991 yılından itibaren jeopolitik düzlemdeki geri adımlarını tekrar kazanmak amacındaki Rusya, NATO ve ABD’ye karşı meydan okumaya başlamış, Rus Çarlığı ve Sovyetler Birliği’nin kurduğu egemenlik alanında tekrar hegomon güç haline gelmek üzere, yeni bir dış politika konsepti yürütmeye başlamıştır. Akdeniz’deki bu konuşlanma da bu politika doğrultusunda atılmış planlı bir adımdır.

 

      Rusya’nın diğer bir amacı kendi topraklarını uzaktan savunmak, bir güvenlik şemsiyesi oluşturmaktır. Rusya güvenlik kuşağı stratejisini bir taraftan kendisine bağlı, uydu ülkeler ile tesis ederken, Akdeniz’deki daimi konuşlanma bunun denizdeki bir ayağı olacaktır.

 

      Ayrıca dünya’nın en sıcak bölgesi haline gelmiş olan Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de milli menfaatlerini savunmak ve ortaya çıkacak gelişmelere en süratli şekilde müdahil olabilmek için, Rusya bölgede daimi bir kuvvet konuşlandırma ihtiyacı hissetmektedir.

 

      Ekonomisi enerji ihracatına dayalı olan Rusya’nın, Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğal gaz yataklarının kendi enerji hükümranlığına karşı bir tehdit oluşturabileceğini düşünerek, bu bölgede gelişmeleri etkileyebilecek bir konuşlanma içine girmek istemesi de diğer bir gerekçeyi oluşturmaktadır.

 

 GÖREVİ NE OLACAK

 

      Bahse konu politik hedefler doğrultusunda, Akdeniz’de konuşlu Rus Daimi Deniz Kuvvetinin görevi; bayrak gösterme, güç aktarımı ve bölgedeki kuvvet dengelerini değiştirme gibi “Gunbot Diplomasisi” (Siyasi hedeflerin ele geçirilmesine yardımcı olmak maksadıyla; Deniz Kuvvetlerinin kullanılması) uygulamak olacaktır.

 

 YAPISI NASIL

 

      Rusya Savunma Bakanlığı basın bildirilerine göre Rus Akdeniz Daimi Görev Kuvveti çeşitli sınıflardaki yaklaşık on gemiden oluşacaktır. Görev Kuvveti’nin teşkili için Kuzey, Baltık ve Karadeniz Filolarından rotasyonel olarak gemi görevlendirilecektir.

 

      Önümüzdeki aylarda Amiral Kuznetsov uçak gemisi kuvvete katılacak ve komuta gemisi olarak görev yapacaktır.

 

      Daimi Görev Kuvveti’nin Komuta Limanının büyük ihtimalle, Karadeniz Filosu Ana Üssü olan Sivastopol olması beklenmektedir.

 

 DESTEK LİMANLARI

      

      Halen ülke dışındaki yegâne Rus deniz üssü olan, Suriye’deki Tartus Deniz Üssü, ana destek limanı olarak görev yapacaktır. Ancak Rus yetkililer Suriye’ye ilave olarak Kıbrıs, Yunanistan, Dağlık Karadağ, Libya ve hatta İspanya’da yeni deniz üssü- destek limanı arayışı içindedir.

 

      2011 yılından beri, birçok Rus gemisi İspanya’nın Kuzey Afrika’daki limanı Ceuta’yı ikmal maksadıyla kullanmıştır. Bu durum Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sonrasında yürürlüğe sokulan AB yaptırımları sonrasında da devam etmiştir. Bu durum Rus politikalarına karşı Batı’nın ne kadar bölünmüş olduğunu göstermesi açısından ayrı bir önemdedir.

 

      Rusya’nın Akdeniz’de daimi olarak konuşlanmasının NATO ve bölge ülkeleri açısından ciddi etkileri olabilecektir. NATO’nun güney sınırları yeni Rus provokasyonlarına açık hale gelecek ve bölgedeki seyir serbestisi tehdit altına girecektir. Belki de en önemlisi, ABD, Batı ve NATO’nun Akdeniz’de müdahale yeteneği ciddi şekilde sınırlanacaktır.

 

      Artık tüm Avrupa, gemilerden atılan uzun menzilli füzelerin menzili içine girmiş durumdadır. Ayrıca modern Rus hava savunma sistemleri NATO, ABD  ve Batı uçuşlarına kapalı alanlar oluşturabilecektir.


3457 Görüntülenme Sayısı
  

Sizin Yorumlarınız Bizim İçin Önemli *