• 27 Temmuz 2024 Cumartesi
ŞEHİRLERİN SULTANI MERV 0 Yorum 3 BEĞENİ

ŞEHİRLERİN SULTANI MERV

Dr. Ataalp PINARER
Dr. Ataalp PINARER
Yazar

       

 ŞEHİRLERİN SULTANI MERV

Ataalp PINARER

 

 

Divân-ı Lügati't-Türk'te Merv’den; "... Bir takımları da Türk sınırının " Merv-eş-şahıcan" dan başladığını söylerler. Çünkü Kaz'ın babası olan " Tonğa Alp er" Afrasyap demektir; " Merv" şehrini yapan zattır. Afrasyap burayı, "Tahmures" tarafından şehrin iç kalesi yapıldıktan üç yüz sene sonra kurmuştur." şeklinde bahsedilmektedir.

 

Tarih boyunca Türkler ve İranlılar arasında bir sınır bölgesi olan, Türkistan’ın giriş kapısı konumundaki ve bir zamanlar “Şehirlerin Sultanı” lakabıyla anılan Merv; batı-doğu ve kuzey güney rotalarında, kervanların dinlenme bölgesi ve geçiş yolu olarak görev yapmış; ana bir ticari merkez rolüyle, zenginlik ve medeniyet kaynağı olmuştur.

 

Bugünkü Türkmenistan’ın toprakları içerisinde bulunan Merv şehri Türkistan ve İran kültürü üzerinde dört bin yıl öncesine giden önemli bir etki yaratmıştır. Özellikle Selçuklu devrine ait şehrin mimari, bilimsel ve kültürel etkileri gerçekten dikkate değer boyuttadır.  Ayrıca, buradaki tarihsel akış içindeki şehircilik mimarisi Merv Şehri’ni Türkistan’ın binlerce yıllık medeniyeti içinde istisnai bir mertebeye taşımaktadır.

 

Türk – İslam tarihinin en önemli kültür ve medeniyet merkezlerinden biri olarak tanınmakta olan Merv şehrini, Selçuklu Çağrı Bey 1037 yılında fethetmiş; Büyük Selçuklu Devleti’nin son sultanı Sencer, tahta çıkmadan önce yirmi yıl süresince Merv şehrinden Horasan vilayetini yönetmiştir. Sultan Sencer 1118’de Selçuklu tahtına çıktıktan sonra batıda yeni bir kale (Sultan Kale) inşa etmiş ve şehir yeni kalenin etrafında gelişmiştir. Sultan Sencer tarafından başkent ilan edilen Merv, bu dönemde ihtişamlı bir medeniyet ve ilim merkezi haline gelmiştir.

 

Tarihi İpek Yolu’nda Türkistan’dan İran üzerinden batıya ulaşma kapısı olarak önemli bir yer işgal etmiş olan Merv; İpek Yolu’nun deniz yolları ile yapılan ticarete yenik düşmesi sonucu, eski zenginlik ve ihtişamını kaybetmiştir.

 

Merv Türkistan’da tarihi ipek yolu güzergâhındaki vaha şehirleri arasında en eskisi ve en iyi muhafaza edilmiş olanıdır. Bu geniş vahadaki kalıntılar 4000 yıl geriye uzanır. Özellikle son iki bin yıl içindekiler olmak üzere tarihi eserlerin birçoğu hala olanca ihtişamıyla gözler önündedir.

 

Bir koruma alanı olan Tarihi Merv (Merv Tarih ve Kültür Koruma Alanı ve Parkı)Türkistan bölgesinde ipek yolu güzergâhındaki vaha şehirlerinin en eskisi ve en iyi muhafaza edilmiş olanıdır. Türkmenistan’ın Mari vilayetinde bulunmaktadır. MÖ 3 bin yıl öncesinden itibaren, birçok yerleşime beşiklik etmiştir. Murgab nehri vahasında bulunan bu şehir; barındırdığı müthiş kültürel miras ve zenginlikle Türk ve İran tarihinde çok önemli bir rol oynamıştır.

 

Merv, 9. Yüzyıl başında Müslüman Halifeliği ile 11 ve 12. Yüzyıllarda Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde başkent olmuş ve bu zaman diliminde en ihtişamlı dönemini yaşamıştır.

 

Günümüzde “Tarihi Merv” Bronz Çağı (Kelleli, Acı Köy, Taip, Gonur ve Togolok) ve Demir Çağı (Göbekli Tepe, Tahirbey Tepe)’dan kalma kalıntıları, tarihi şehir merkezi, orta çağ sonrası şehri olan Abdullah Han Kalesi ile çok büyük bir arkeolojik park konumundadır.

 

Tarihi kent merkezinde birbirine bitişik durumda Erk Kale, Gaur Kale ve Sultan Kale ya da Merv el Şahişan Kalesi bulunur.

 

Restorasyonu 2004 yılında TİKA tarafından tamamlanmış olan Sultan Kale’de Sultan Sencer’in türbesi bulunmaktadır. Bizans’a karşı kazandığı Malazgirt Savaş (1071) ile Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın (Sultan Sencer’in Babası) mezarının da Merv’de olduğu bilinmekte, mezarın yerinin tespiti için çalışmaları Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) koordinatörlüğünde sürdürülmektedir.

 

Daha büyük bir külliyenin bir parçası olarak inşa edilmiş olan Sultan Sencer Türbesi; zarif tuğlaları, oyma sıva işçiliği ve duvar resimleri ile Selçuklu döneminin mimari bir şaheseri olarak kabul edilmektedir.

 

Muhteşem bir mimarlık ve mühendislik eseri olan bu yapı; 5 m kalınlığındaki duvarları ve ince bir statik hesabıyla onun üzerine oturtulan, 17 m çapındaki kubbesi ile günümüze kadar her türlü felakete direnerek ayakta kalmayı başarmıştır.

 

Ortaçağdan kalma şehir surları ve Şehriyar Erk Kurganı barındırdığı kuleleri, kapı ve merdivenleri, galerileri, mazgalları ile 11 ve 13. Yüzyıl askeri mimarisine çok güzel bir örnek oluşturmaktadır.  

 

Tarihi şehrin surları MÖ 5 YY.’dan MS 15-16. YY’lar arasında askeri yapı mimarisindeki gelişmeleri göstermesi açısından çok büyük önem arz etmektedir.

 

Ayrıca farklı tarihi dönemlerden kalma daha birçok eser bulunmaktadır. Bunlar arasında vaha yerleşkesinin en önemli mimari özelliklerini taşıyan köşkler, kaleler ve camiler yer almaktadır.

 

Merv Şehri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır ve TÜRKSOY üye ülkeleri tarafından Eskişehir ve Kazan’dan sonra, 2015 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan edilmiştir.

 

 

Kaynak:

http://whc.unesco.org

www.genelturktarihi.net

https://en.wikipedia.org/wiki/Merv


3893 Görüntülenme Sayısı
Kategori : COĞRAFYA
  

Sizin Yorumlarınız Bizim İçin Önemli *