• 21 Aralık 2024 Cumartesi
HARZEMŞAHLAR TÜRK DEVLETİNİN 0 Yorum 5 BEĞENİ

HARZEMŞAHLAR TÜRK DEVLETİNİN BAŞKENTİ KÖHNE ÜRGENÇ

Şengül Pınarer
Şengül Pınarer
E.Öğretmen

       

HARZEMŞAHLAR TÜRK DEVLETİNİN BAŞKENTİ KÖHNE ÜRGENÇ

Şengül Pınarer

2005 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Mirası Listesi’ne alınmış olan Köhne Ürgenç; bir zamanlar Harzemşahlar devletinin başkenti olmuş ve Roma’nın, Paris’in 15-20 bin kişilik şehircikler olmaya çalıştığı bu devirde, 150-200 bin kişinin yaşadığı zengin ve ihtişamlı bir konuma gelmiştir. Ancak bugünkü Köhne Ürgenç, binaları, insanları ve alt yapısı ile adeta Sovyet zamanında donup kalmış gibidir. Bu tarihi şehir Türk tarihinin ve medeniyetinin ihtişamını dünyaya göstermek, gelecek nesillere öğretmek adına çok daha büyük bir ilgiyi hak etmektedir.

Köhne Ürgenç (Farsça: ?????????? Kohna G?rg?nj ‎/ ???????????‎ Kohna ?rg?nj, Türkmence: Köneürgenç), Türkmenistan’ın kuzeydoğusunda Ceyhun Nehrinin güney kıyısında Taşoğuz ilinde yer alan ortaçağ harabelerinin adıdır. Ürgenç şehri Ahameniş İmparatorluğu'na (Pers İmparatorluğu) bağlı Harezm bölgesi’nin merkezi idi. Daha sonra Harezmşahlar Devletinin başkenti olmuştur.

Harezmşahlar Devleti Orta Asya'da Harezm bölgesinde Kutbeddin Muhammed Harezmşah tarafından kurulan bir Türk-İslam devletidir. Amuderya bölgesi Orta Çağ'da "Harezm" (Harizm) ve hükümdarlar "Harezmşah" olarak anılırdı. XI. yüzyılın sonlarına doğru bu bölgede kurulan Türk devletinin adı da Harezmşahlar'dır.

Moğollar 1221 yılında bir zamanlar El Biruni (Gökbilimci, matematikçi, doğa bilimci, coğrafyacı ve tarihçi), İbni Sina (Tıp adamı, fizikçi, yazar, filozof ve bilim insanı) gibi isimlerin yaşadığı Köhne Ürgenç’i yerle bir ederler. Ancak lojistik olarak önemi anlaşılınca 14.yüzyılda Kutlu Timur şehri yeniden inşa eder. Köhne Ürgenç’te bugün ayakta kalabilen eser sayısı çok az ancak hepsi de Türkistan İslam mimarisinin çok önemli eserlerindendir.

1646’da şehrin insanları yeni şehre (Taze Ürgenç’e) taşınınca, önceki şehir "Köhne Ürgenç" (Eski Ürgenç) olarak anılmaya başlandı. Bu kentte 11. yüzyıl ve 16. yüzyıldan kalma bir dizi kalıntı bulunur. Kalıntıların en önemlileri, bir cami, bir kervansaray kapısı, kaleler, türbeler ve bir minaredir. Kalıntılar, mimari ve sanat alanında etkisi İran, Afganistan ve daha sonra 16. yüzyıl Hindistan’ındaki Moğol İmparatorluğu’na kadar uzanan başarıların bir belgesidir.

Köhne Ürgenç’te, Kubreviye ve Zahabiye tarikatlarının kurucusu Necmeddin Kübra’nın türbesi, Türkmenler'in dört büyük velisinin (Priyar Veli, Danıyar Veli, Şıhatar Veli ve Döven Veli) mezarları, Harezmşah İl Aslan'ın ve Sultan Tekeş'in türbesi (Gökgömmez - Mavi Kubbe olarak bilinir) ile camisi, Harzemşahların sarayı olarak kullanılan Türebeg Hanım Türbesi , Kutluğ Timur minaresi yer alır.

Necmeddin Kubra ve Sultan Ali Türbeleri aynı avlu içindedir. Necmettin Kubra, 12-13. yüzyıllarda yaşamış Harezmli çok ünlü bir öğretmen ve şairdir. Sultan Ali ise 16. Yüzyıl Özbek lideridir. Sultan Tekeş Türbesi, Moğol öncesi dönemden kalma çok ender yapılardandır. İslam sanatında çok önemli bir yapı olan bu türbenin bir başka özelliği de sırlı tuğla kullanımının başlamış olmasıdır. Üst kısmı, eski Türk geleneklerine uygun olarak koni şeklinde yapılmış ve harika mavi çinilerle süslenmiştir. Çölün ortasında nadide bir mücevher gibidir.

SULTAN TEKES TÜRBESİ

Turabeg Hanım Türbesi, Türkistan’ın en önemli yapılarındandır. Geometrik planı çok büyük takvim gibidir. İçindeki kubbede ışıldayan mozaikler günleri temsil eden 365 ayrı bölüm. Kubbenin altında, saati temsil eden 24 kemer, onun altında ayları temsil eden 12 kemer ve ayın haftalarını temsil eden dört büyük pencere bulunmaktadır. Türbe 14. Yüzyıl’da, Altınordu döneminde, Sufi hanedanının aile mezarı olarak yapılmıştır. Turabeg Hanım hem bu hanedandan Kutluğ Timur’un karısı hem de Altınordu’ya İslamiyeti getiren en büyük liderlerden Özbek Han’ın kızıdır. Kubbenin çinileri orijinal ve oldukça sağlam kalmışlardır.

TURABEG HANIM TÜRBESİ

14.yüzyıl ortalarına tarihlenen Kutluğ Timur minaresi aslında bir camiye aittir ama cami bugüne ulaşamamıştır. O dönemlerde dünyanın ve Orta Asya’nın en büyük yapısı olmuştur. Orijinal yüksekliği 58-60 metre iken, şimdiki yüksekliği 52 metre olarak ölçülmektedir.

 


5978 Görüntülenme Sayısı
Kategori : COĞRAFYA
  

Sizin Yorumlarınız Bizim İçin Önemli *