HAZAR ENERJİ MÜCADELESİ
Ataalp PINARER
Hazar Denizi tabanı dünyadaki en büyük doğal gaz ve petrol rezervlerinden birine sahiptir. Bu kaynakların paylaşılması, çıkarılması ve dünya pazarlarına arz edilmesi için kıyıdaş beş ülke Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, İran ve Rusya arasında görüşmeler 20 yılı aşkın süredir devam etmektedir. Nihai çözüme ulaşılamamış olması bölgede hidrokarbon kaynaklarına dayalı bir zenginleşme ve refah artışı döneminin gelmesine engel olmakta, bölgedeki eski Sovyet kolonileri olan, Türk asıllı Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın aleyhine bir stratejik ortamın devam etmesine yol açmaktadır.
Hazar kıyıdaş devletleri arasındaki konuya ilişkin çalışma grubu 47. toplantısını 23-24 Ekim tarihlerinde Tahran’da gerçekleştirdi. Tabi ki yine hiçbir elle tutulur sonuç elde edilemedi ve grup üyeleri sadece turistik bir gezi yapmış oldular.
Hazar Denizi’nin bölüşülmesindeki ana anlaşmazlık konusu hukuki statüdeki anlaşmazlık. Hazar’ın deniz veya göl olması, paylaşım oranlarını değiştirdiğinden bu konuda bir anlaşmaya varılamamakta.
Hazar’ın % 70’i üzerindeki paylaşım konusunda Rusya, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan anlaşmaya varmış durumda. Kalan %30’luk kısım için Azerbaycan, Türkmenistan ve İran’ın anlaşması gerekiyor.
İran Hazar’ın göl olarak kabul edilmesi için inatçı bir politika izliyor. Çünkü Hazar’ın deniz olarak kabulü, İran’a % 13’lük bir paylaşım oranı bırakırken, göl olarak kabulü halinde ise, bu oran % 20’ye çıkıyor.
Bir anlaşma sağlanmadan hiçbir ülkenin hidrokarbon yatakları üzerinde bir çalışma ve üretim yapmaması gerekirken, bölgeden doğalgaz ve petrol çıkarılması çalışmaları da başlamış durumda ve devam ediyor.
Bilindiği üzere Azerbaycan’ın Şah Deniz yataklarından çıkarılan petrol 2005 yılından beri, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru hattı vasıtasıyla Akdeniz’deki Ceyhan terminalinden Dünya pazarlarına sunuluyor.
Hidrokarbon kaynaklarının çıkarılmasına yönelik çalışmalardan bir diğeri Kazakistan’ın Kaşhagan projesi. Bu sahada Ekim ayında petrol çıkarılmasına başlandı.
30 Milyar metreküplük Türkmen gazının boru hattıyla Azerbaycan’a ve oradan Türkiye yoluyla Avrupa’ya sevkine ilişkin çalışmalar henüz proje safhasında. Trans-Hazar Boru Hattı (Trans-Caspian Pipeline) olarak adlandırılan bu projeye çevresel gerekçelerle, İran ve özellikle Rusya karşı çıkıyor. Karadeniz’den geçen Mavi Akım doğal gaz boru hattı ve Türkiye ve Rusya’nın üzerinde anlaştığı Türk Akımı projelerinde nedense bu çevresel kaygılar hiç yer almamıştı.
Bir diğer enerji hattı projesi de Kazakistan petrolünün boru hattı ile Azerbaycan ve Türkiye’ye intikal ettirilmesi. Bu konuda Kazak ve Azeri yetkililer arasında görüşmeler on yıldır sürmekte ve geçen Eylül ayında henüz bir niyet anlaşması imzalanabildi.
Özellikle doğal gaz olmak üzere, enerji üzerine kurulu dış politikasında, en önemli dayanağını kaybetmek istemeyen Rusya; Hazar’ın paylaşımı görüşmelerinin sonuçsuz kalması için çalışmakta ve ayrıca TCP doğal gaz hattının gerçekleşmesini engellemektedir. Rusya böylelikle özellikle Avrupa’ya karşı en önemli kozunu muhafaza edebilecektir. Türkiye’nin de zaten kritik bir seviyede olan enerji konusundaki Rusya’ya olan bağımlılığı, Türk Akımı ile daha da artacaktır.
Türkiye son yıllardaki politikalarıyla; hem kendi ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atarak kendi ayağına kurşun sıkmakta; hem de, ekonomik olarak artık Rusya tahakkümünden kurtulmak isteyen diğer Türk devletlerine, kardeş halklara ihanet etmektedir.
6229 Görüntülenme Sayısı