• 21 Aralık 2024 Cumartesi
ŞEYTAN RUHUMUZA MI SİNDİ 0 Yorum 1 BEĞENİ

ŞEYTAN RUHUMUZA MI SİNDİ

Hacer KARAKAYA
Hacer KARAKAYA
Tarihçi Yazar

       

Hacer KARAKAYA                                        

“İblis nedir? – Cümle hıyanetlere bais… Ya herkese hain olan insan nedir? – İblis!” (Hüseyin Cavid – İblis eserinden)

Azerbaycan’ımızın büyük düşünürlerinden; şair, sosyolog Hüseyin Cavid’in bir şaheser olan eserinin adı: “İblis”tir.

Bugün İblis adlı eseri ile hatırlatmak istediğim Hüseyin Cavid 5 Aralık’ta hayata gözlerini kapatmış ancak her daim ruhunda büyük Türklüğün hayalleri olmuştur.

Kendisinin aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum, bizim olan, Türklüğün mukadderatı için yıllarını heba etmiş olan, münevverlerimizi unutmamamız gerektiğine ve her zor anımızda onların ışıkları ile aydınlanmış yollardan ilerlememiz gerektiğine inanıyorum.

İblis eserinde Hüseyin Cavid, şeytan ile insanın konuşmalarına yer verir, bununla toplumun sorunlarına maneviyat açısından çözüm bulmayı arar. Türklerin daha iyi yaşamaları, doğru yolu bulmaları için yazmış olduğu bir eserdir. İnsanın şeytanlaşması, şeytanın insanlaşması bakış açısından, yaşanan zamanın meselelerine çareler bulmaya çalışır. Türklüğü içine düştüğü kuyudan çıkarmak ister.

Türk’e aydın hissiyatı ile yol göstermek ister. İhtiyacımız olanda bu değil midir? Biliriz ki bir milletin şairleri haykırmalı ve aydınları daha geniş anlamı ile entellektüelleri hiçbir kaygı duymadan, menfaat gözetmeden yurttaşlık bilinci ile doğruları göstersin.

Günümüz şartlarına baktığımızda meselelerimiz yine aynı, eskiden Mehmet Akif neden haykırıyor ise, Hüseyin Cavid neden feryat ediyor ise, bugün de aynı meseleler hâlâ devam ediyor.

İnsan ruhuna, insan kılığına gizlenmiş şeytan, bugün de dört bir yanda kol geziyor. Bazen okulda, bazen sokakta, alışverişte, devlet dairelerinde, mukaddes bildiğimiz yerlerde, dört bir yanımız şeytanla çevrilmiş bir halde yol alıyoruz. Gün geçtikçe bu şeytanların arttığını görüyoruz.

Düşüncelerde, yazılarda, televizyonda, bilgisayarda; kalbimize gelen hisler; hep şeytanın nefs, öfke, intikam almaya yönelik çabaları. Bazen bakıyorsunuz devletinizden intikam almaya çalışıyor birisi, bazen bakıyorsunuz, kendi çıkarı için arkadaşını yok etmeye çalışıyor birisi, bazen katil haberleri duyuyoruz, ihanet haberleri, yalanlar, iftiralar; şeytan kol geziyor aramızda ve biz onu yok etmek için hiçbir şey yapmıyoruz.

Kalplerimizi karartıyoruz; o göğüs kafesimizde yaratılırken bütün mikroorganizmalardan muhafaza edilmiş kalplerimizi kendi ellerimizle karartıyoruz.          Ruhumuza sirayet etmiş şeytanı bertaraf etmek için hiçbir gayret göstermiyoruz. Ve görmüyoruz ki o şeytan ecdadın nal izlerinin bulunduğu o mukaddes topraklarda bizimle dans etmek istiyor.

      Bu kötülükleri ruhunda beslemiş, dipsiz kuyularda karanlık ile büyümüş şeytan: Bayrağına el uzatıyor, dil uzatıyor; toprağına göz dikiyor, soyuna, sütüne, mayana karışıyor. Seni yok sayıyor, yok etmeye and içiyor, fakat senin içtiğin and’a karışıyor. İstiklalinin yükselen sesine karışıyor o, “başka sesler de yanına eklemeliyiz” diyor.

      İnsan kılığında etrafında dönen ve taltif edilen İblis, ödüller ile taçlandırılıyor, içinden çıktığı toplumun değerlerini yok sayıyor. Ya sen!

      Sen susuyorsun, kıpırdamadan duruyorsun! Daha ne kadar bu şeytana ses çıkarmadan duracaksın! Kendine dönmeyi deneyecek misin?!

Tanrı Türk’ü Korusun…

 


596 Görüntülenme Sayısı
Kategori : Edebi Yazılar
  

Sizin Yorumlarınız Bizim İçin Önemli *