HARPLER DEĞİŞİYOR
Ataalp Pınarer
Ülkeler arasında resmi ilişkiler dışında güçlenen bağlar ve silahların ulaşmış olduğu yıkım gücü çatışmaların maliyetini çok artırdığından klasik harp artık bir seçenek olarak görülmemektedir. Artık savaşların devletlerin arasında ve konvansiyonel olarak icra edilmesi yerine; devletler ve devlet dışı aktörlerin rol aldığı, gayrinizami harp, terör, gerilla harbi, siber harp, ekonomik harp gibi yöntemlerle icra edilmesinin tercih edildiği bir döneme girmiş bulunmaktayız.
Bu yeni harp yöntemlerinden gittikçe daha fazla şahit olduğumuz bir tanesi siber savaş/saldırılardır.
Siber saldırı olasılığı öylesine artmıştır ki; dünyanın en gelişmiş ve güçlü devletleri dahi gruplar ve hatta bireylerden gelebilecek siber saldırı tehdidi ile karşı karşıyadırlar.
Türkiye’de geçen hafta İstanbul’da gerçekleşen elektrik kesintilerinin nedeninin, ABD'den gerçekleştirilen siber saldırılar olduğu yönünde yetkililerin açıklamaları basında yer almıştı. Buna göre “Saldırıların internet sitelerini ele geçirerek, sızmalar sağlama yönünde olduğu, elektrik üretim ve iletim hatlarını kontrol eden sistemlere yönelik çok sayıda sızma girişimi tespit edildiği ve engellendiği belirtilmişti.
Dünya’da da siber saldırı örnekleri artan bir ivme ile görülmeye başlamış durumdadır.
23 Aralık 2015’te Ukrayna’da 225.000 kişiyi, dondurucu kışın tam ortasında elektriksiz bırakan genel elektrik kesintisi (blackout) bu konuda verilebilecek ilk örnektir. ABD Ülke Güvenlik Departmanı (Department of Homeland Security) yetkilileri, yaptıkları incelemeler sonunda, bu elektrik kesintisinin bir siber saldırı sonucunda gerçekleştirildiğini duyurmuştur. Uzmanlara göre, elektrik hatlarının kesilmesine yönelik bilinen ilk başarılı siber saldırı olarak değerlendirilen bu saldırıyı, Rus “Sandworm” adında bir hacker grubu gerçekleştirmiştir.
21 Ekim 2016, Cuma günü ABD’de gerçekleşen çok geniş siber saldırı sonucu nüfusun % 78’inin internet erişimi kesilmiştir ve neticede oluşan zararın 7 milyar dolar olduğu tahminleri yapılmaktadır.
Yine güncel bir örnek; Rusya’nın ABD seçimlerine siber saldırılarla müdahale etmiş olduğu iddialarıdır. NBC News, CNN ve Washington Post’un 6 Ocak’ta, istihbarat servislerinin ABD Başkanı Barack Obama’ya sunduğu raporu gören ve ismi gizli tutulan bir yetkiliye dayanarak verdikleri habere göre; Rusların siber saldırılarla seçimlere müdahale ettikleri ve bilgisayar korsanlarınca çalınan e-postaları Wikileaks’e ulaştıran Rusların kimliklerinin de raporda yer aldığı belirtilmektedir.
Siber saldırıların kaynağını tespit etmek çok güçtür. Bu nedenle karşılık vermenin veya cezalandırmanın pek mümkün olamaması, bu yeni tehdit alanını daha da zor hale getirmekte, aynı zamanda caydırıcı savunma yöntemlerini zayıflatmaktadır.
Siber saldırılar dijital olarak yönetilen, ülkenin güvenlik sistemleri, enerji şebekesi, su, iletişim, finans sistemleri, boru hatları, ulaştırma, hava trafik kontrolü ve barajları gibi kritik alt yapılara büyük darbeler vurma ve bunun sonucunda ekonomik, fiziksel ve insani felaketlere yol açma riski taşımaktadırlar.
Günümüzde gelişmiş ülkeler siber yetenek ve savunmalarını geliştirmek için milyarlarca dolar tahsis etmektedirler. Ancak gelişmelerinin devamı için Enformasyon Teknolojisi (IT) altyapısının sağlıklı işlemesine muhtaç olan gelişmekte olan ülkeler, böylesi bir kaynak ayırma güçleri olmadığından, siber saldırılara daha açık bir hedef durumundadırlar.
Uğranılabilecek zararların önüne geçmek veya en aza indirilmesini sağlamak için; bu konuda alınmış tedbirlerin gözden geçirilmesi, ilave yeni proaktif tedbirler alınması ve bu “yeni mücadele ortamına” uyum sağlama konusundaki çalışmaların hızlandırılması gereklidir.
8472 Görüntülenme Sayısı