KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN DÜNYA KARMAŞA DÖNEMİNE GİRİYOR
Dr. Ataalp PINARER
Dünyada tek kutuplu düzen yıkılmış durumda ve düzenin yıkıldığından genel insanlığın, büyük çoğunluğun haberi yok. Mevcut durumu anlayıp algıladıklarında oluşacak panik başta finansal olmak üzere siyasi ve sosyal birçok beklenmeyen (esasında bilenler için beklenen) bir dizi alt üst oluşlar ve krizlerin meydana gelmesine neden olacak...
Temelde jeopolitik bir yeni durum söz konusu. Eski dünya düzeni eski haliyle mevcut değil ve güç “Batı Dünyası”ndan Doğu'ya doğru kademeli olarak yer değiştiriyor. Bu süreç yeni bir dengelenme ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Dengelenme ve yeni bir düzen kurulması süreci geciktikçe oluşan stres birikerek büyüyor ve tıpkı deprem fay hatlarında olduğu gibi, daha büyük risk ve belirsizliklerin doğma ihtimalini güçlendiriyor.
Küresel jeopolitik mücadelede en önemli konu yükselen güç Çin ve dünya liderliğini bırakmak istemeyen ABD arasındaki rekabetin yeni belirsizlikler ve riskler yaratma ihtimali ile hemen her alanda yükselmesidir. Küresel hegemonyayı bırakmamak için adeta ayak direyen ABD yönetiminin gerginliği tırmandırıcı girişimleri savaşa varabilecek gelişmelere neden olabilir.
Dünya'da artık bir düzen yok ise, geçerli olan düzen -yeni bir düzen kurulana kadar- düzensizlik ve kaos dönemidir. Çok kutuplu, doğal kaynaklar ve kritik coğrafyalar üzerinde nüfuz için amansızca mücadelelerin olduğu bir dünya önümüzdeki dönemin yeni gerçeği olacaktır.
Halklarına refah, adalet ve istikrar getiremeyen başarısız ve/veya ekonomisi petrole dayalı devletlerin çökmesi, Avrupa Birliği'nin dağılması, ABD ile Çin arasında bir savaş artık imkansız senaryolar olarak görülmemektedir.
Dünya tarihinin göreceli olarak en uzun barış dönemi olan yıkılmakta olan Dünya Düzeni, II Dünya Savaşı sonrasında kurulmuştu. Yani başka şekilde ifade edersek yeni düzenin kurulması ancak küresel bir “çatışma ve yıkım” sayesinde mümkün olmuştu. Önümüzdeki yirmi yılda yeni düzenin savaşla mı yoksa ortak akıl ve sağduyuya dayanan bir anlaşma ile mi kurulacağı insanlığın kaderi açısından belirleyici olacaktır.
5525 Görüntülenme Sayısı